Oda müziği denince akla hemen keman, piyano, viyolonsel gelir de, nefesliler, hele de bakır nefesliler sözkonusu olduğunda, sanki dev bir orkestranın gücünü kendilerinde toplamışlar gibi, üç-beş kişilik bir çalgı topluluğunun kıyameti koparması beklenir-dolayısıyla, bir bakır nefesli çalgilar beşlisi, örneğin, koskoca bir salonu doldurabilecek, tınlatabilecek bir oda müziği topluluğu olarak, müzik dünyasında apayrı bir yer tutar. Diğer yandanç, hele de icracıların ustalığına diyecek bir şey yoksa, en hassas, en kırılgan, billursu tınıların iç-içe geçtiği, ışımalı bir ses örgüsü de çalgı ortamının harcı, alamet-i farikası olacaktır.
İşte, tam da böyle bir oluşum, GOLDEN HORN BRASS (GHB) topluluğu, 19 yılı aşkındır ülkemizin bu alandaki önde gelen temsilcisi, yüz akı. 2004 yılında Begüm Gökmen tarafından kurulan ve faaliyetlerini bugüne dek kesintisizce sürdürmeyi başaran, Türkiye'nin ilk ve en uzun soluklu bakır nefesli beşlisinden söz ediyoruz: Andante dergisinin 2014'te beşincisini düzenlediği Donizetti Klasik Müzik Ödüllerin'de Yılın Oda Müziği Topluluğu kategorisinde, Birincilik ödülüne layık görülmeleri boşuna değil, her biri alanında usta birer müzisyen, solistliklerinin yanında deneyimli birer orkestra elemanı ve eğitimci olan beş seçkin müzisyenin güç birliğiyle oluşan bu topluluk, yurtiçindeki sayısız konserin yanısıra yurt dışında, en prestijli organizasyonlarda da, ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyor.
Müzik dünya algısını değiştirebilir mi, sorusuna olumlu cevap verebilenler için çalıyorlar. İki trompet, korno, trombon ve tubadan oluşan topluluğun repertuvarı son derece renkli ve çeşitli; barok, klasik, caz, pop, hatta halk ezgilerinin sofistike düzenlemeleri arasında sınır tanımayan bir çoğulculuğa sahipler-tabi titiz, tutarlı bir seçkiyi biraraya getirmek kaydıyla... Birçok bestecimize verdikleri siparişlerle sağladıkları motivasyon bir yanda, uzun yıllardır "eğitim konserleri" başlığı altında sürdürdükleri, yaygın ve genç kitleleri müzikle buluşturma, yetiştirme amaçlı faaliyetleri diğer yanda, müziğin toplumsallaşma adına ne denli değerli bir alan olduğunu vurgulamaktan geri durmuyorlar.
Sorumluluk alanlarını müziklerini en iyi biçimde çalmakla sınırlandırmıyorlar; dünyamızın geleceğiyle ilgili, görevlerimizle ve rollerimizle ilgili mesajları her fırsatta aktarıyorlar; yaşanan ortamla derinlikli bir ilişki kurmayı-şehir, müzik, gençlik ve çevre arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi-önemsiyor, sıcak nefeslerini bunun için kullanıyorlar.
Borazanları bizim için çalıyorlar!
GOLDEN HORN BRASS
Golden Horn Brass is a classical music band that is the first of its kind in Turkey. The first brass quintet of Turkey, consisting of 2 trumpets, a horn, a trombone, and a tuba; presents the audiences a brand new sound, quite different from ordinary instrument combinations. Despite the global scarcity of musical pieces available for this type of a band to play, the five musicians that make up the band decided to pursue the “difficult but beautiful” road, following their dream. The band plays music specially composed by Turkish composers at the request of the band, as well as world- famous music, from baroque to jazz genres, adapted specifically for the group to play.
The group has the goal of bringing a breath of fresh air to first the Turkish audience and then to audiences in search of new sounds, through the use of their unique composition of copper instruments. GOLDEN HORN BRASS was established in 2004 by Begüm Gökmen , with the goal of widening the popularity of ‘brass instruments’ through concerts, and has been performing in Turkey since July, 2004.
Staying true to their mission, the band has been meticulous in their selection of concert pieces. In addition to their already colorful repertoire ranging from baroque to modern tunes, the Quintet performs specially written pieces ordered from several Turkish composers as well.
Concerts of the BRASS group contribute to the introduction of sound of BRASS instruments to a wider audience, after the trials of other different quintets in the past. In 2007, the band did another first by a series of concerts, under the title of “educational concerts” by performing at elementary schools and aimed to be pioneers in this area.